-
1 had
haddi hesabı olmamak unzählig sein, sehr zahlreich sein;haddi mi, haddine mi düşmüş? dazu ist er nicht fähig;(-mek) haddi olmamak jemandem nicht zustehen (zu +inf);haddi varsa wenn er den Schneid hat; er soll’s nur wagen!;haddi zatında eigentlich, an und für sich;haddinden fazla über die Maßen, über Gebühr;haddini aşmak fig zu weit gehen;haddini bildirmek jemanden in die Schranken weisen;haddini bilmek wissen, was sich gehört;haddini bilmemek sich (D) zu viel herausnehmen;haddini bilmez taktlos; rücksichtslos;yaş haddi Altersgrenze f -
2 had
birine \haddini bildirmek ( fam) jdn in seine Schranken weisen\haddini bilmek seine Grenzen wissen2) (uç) Ende nt\haddi hesabı olmamak unendlich viel sein, unzählig seinbirine \haddini bildirmek ( fam) jdn Maß nehmen, jdn zurechtweisenyediği dayağın \haddi hesabı yok er hat unzählige (Male) Prügel bekommen [o bezogen]
См. также в других словарях:
haddi olmamak — hakkı veya yetkisi olmamak Burada sigara içmek ve lakırtıya karışmak onların haddi değildi. M. C. Kuntay … Çağatay Osmanlı Sözlük
had — is., ddi, esk., Ar. ḥadd 1) Sınır, uç 2) Derece İnsan buna bir hadde kadar göz yumabilir. 3) İnsanın yetki ve değeri Haddim değil. 4) mat. Terim Birleşik Sözler haddikifaye haddinden fazla haddizatında faiz haddi … Çağatay Osmanlı Sözlük
kâr — is., Far. kār 1) Alışveriş işlerinin sağladığı para kazancı 2) İş 3) mec. Yarar, fayda Bundan benim hiçbir kârım yok. 4) ekon. Üretim faktörlerinden biri olan girişimcinin üretimden aldığı pay 5) tic. Maliyet fiyatıyla satış fiyatı arasındaki… … Çağatay Osmanlı Sözlük
son gelmemek — sınır tanımamak, haddi hesabı olmamak Salime kadının damadından bahsederken onu övmelerine son gelmezdi. H. Z. Uşaklıgil … Çağatay Osmanlı Sözlük